| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Phrases | ||||
| İfadeler | in partnership with expr. | ortaklığında | ||
|
The EU must increasingly work in partnership with the Americans, and not in opposition to them. AB giderek artan bir şekilde Amerikalılarla muhalefet değil ortaklık içinde çalışmalıdır. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | undertake something in partnership with f. | ortaklaşa girişmek | ||
| Genel | undertake something in partnership with f. | ortaklaşa üstlenmek | ||
| Genel | go in a partnership with someone f. | ortak olmak | ||
| Genel | take in partnership f. | ortak olmak | ||
| Genel | engage in a partnership f. | ortaklığa girmek | ||
| Trade/Economic | ||||
| Ticaret/Ekonomi | partnership in commendam i. | komandit şirket | ||
| Ticaret/Ekonomi | partnership in commendam i. | komandit ortaklık | ||
| Law | ||||
| Hukuk | limited partnership in which the capital is divided into shares i. | sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket | ||
